Evlat Edinme
Evlat edinme nedir? Kimler, hangi şartlarda evlat edinebilir? Evlat edinmede yaş sınırı var mı? Evlat edinme süreci nasıl işler? Bekar kişiler evlat edinebilir mi? Yurtdışından evlat edinmek mümkün mü?
Bireyselleştirilmiş Hizmet Etkin İş Bölümü Şeffaf Ücret Politikası
Evlat edinme nedir? Kimler, hangi şartlarda evlat edinebilir? Evlat edinmede yaş sınırı var mı? Evlat edinme süreci nasıl işler? Bekar kişiler evlat edinebilir mi? Yurtdışından evlat edinmek mümkün mü?
Aile Konutu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile hukuk sistemimize girmiş bir kavramdır. Medeni Kanunda herhangi bir tanımlama yapılmasa da, Kanun maddesinin gerekçesinde; “Aile konutu eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alan” olarak bir tanımlamada bulunulmuştur.
Ortak velayet, anne ve babanın reşit olmayan çocuk üzerindeki haklarını küçüğün üstün menfaati ve gönüllülük esasına uygun şekilde, birlikte ve eşit olarak kullanmalarını sağlayan bir kurumdur. Küçüklerin velayet hakkı, çocuğun evlilik birliği içerisinde doğup doğmamasına göre farklılık arz eder. Evlilik birliği içerisinde doğan bir çocuğun velayet hakkı, kural olarak anne ve baba tarafından ortak kullanılır. Evlilik birliği dışında doğan çocuğun velayet hakkı anneye aittir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 118 ve devamı maddelerinde düzenlenen nişanlanma, bir aile hukuku sözleşmesidir. Nişanlanma, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir kadın ile bir erkeğin karşılıklı olarak evlenme vaadinde bulunduğu hukuki işlemdir. Nişanlanma, açık veya örtülü evlilik yönünde ki iradelerinin kadın ile erkek tarafından kabul edilmesiyle oluşur.
Önceleri özel bir düzenleme olmamasına rağmen, çalışanların maruz kaldıkları psikolojik taciz, hizmet sözleşmesinin taraflara yükledikleri borçlar ve ödevler kapsamında değerlendirilmiştir. Buna göre, psikolojik taciz eylemi (mobbing), işverenin işçiyi koruma (gözetme) ve eşit davranma borçlarına aykırılık oluşturmaktadır. Bunun yanında, psikolojik taciz aynı zamanda, işçinin kişilik haklarına da müdahale niteliği taşıması dolayısıyla, buna ilişkin hukuki yolların da kullanılması gündeme gelebilir.
İşyerinde psikolojik taciz anlamına gelen işyerinde mobbing genelde işyerinde aynı seviyede çalışanların birbirine uyguladığı eşitler arası psikolojik taciz olarak görülür. Bunun yanında işyerinde psikolojik taciz (mobbing), düşey psikolojik taciz (düşey mobbing) olarak adlandırılabilecek üstten alta doğru ya da dikey psikolojik taciz (dikey mobbing) olarak adlandırılabilecek alttan üste doğru da görülebilir.
Bir çalışanın karşılaştığı her haksızlık ya da hukuk dışı eylem mobbing değildir. Mobbing kavramının popüler hale gelmesi taraflar arasındaki her anlaşmazlığın mobbing olarak algılanmasına neden olmaktadır. Oysaki mobbing oluşması için bir takım unsurların varlığı şarttır.
Bilişim suçları, bilişim sistemleri ile işlenen suçları belirttiği gibi bilişim sistemlerine karşı işlenen suçları da kapsar. Kanun koyucu, teknolojik gelişmelerin varlığını dikkate alarak suçta kullanılan bilişim sistemini/araçlarını sınırlandırmamıştır. Günümüzde internet, bilgisayar, telefon, tablet gibi bilgi depolama ve iletişimde kullanılan araçların yanı sıra banka/kredi kartları ve pos cihazları da bilişim suçlarında araç olarak kullanılmaktadır. ‘Bilgisayar suçları’, ‘internet suçları’ ve ‘siber suçlar’ olarak tanımlanan suçlar bilişim suçlarının kapsamında yer alır.
Beyaz yaka, iş dünyasında bedenden ziyade zihin gücünü kullanan üst düzey şirket çalışanları ve memur sınıfını belirtir. Failinin meslek sınıfıyla anılan beyaz yaka suçları, itibarlı bir bireyin mesleğinin sağladığı olanakları kullanarak işlediği şiddet içermeyen suçları kapsar.
Hastanın sağlık hakkından faydalanabilmesi için hekim ile arasında tam bir güven bağı bulunmalıdır. Sağlık çalışanları, hastanın bilgilerini hastanın rızası dışında paylaşmama yükümlülüğü altındaysalar da teknolojinin tıp bilimde yoğun olarak kullanılması sonucu hastanın özel bilgilerinin daha nitelikli bir korumaya muhtaç olması hasta mahremiyeti hakkını ortaya çıkarmıştır.
Dijital ortama kaydedilen izlerimiz silinmemektedir. Kişinin geçmişinin yükünü sürekli taşıması anlamına gelen bu durum karşısında unutulma hakkı ortaya çıkmıştır. Hukuka uygun olarak paylaşılsa bile kişisel bilgilerin güncelliğini yitirmesiyle elektronik ortamdan kaldırılmasını veya erişime engellenmesini isteme, unutulma hakkı olarak tanımlanabilir.
Boşanma sonucu ortak malların nasıl paylaşılacağı velayet kadar sorun arz eden bir konudur. Boşanma sonrası malların paylaştırılmasında, evlilik süresince elde edilen malvarlıklarının kaynağına, evliliğin başlangıç tarihine ve eşlerin arasında mal tasfiyesine ilişkin bir anlaşma olup olmadığına bakılır.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, 15 yaşına girmiş henüz 18 yaşını doldurmamış çocuğun, cinsel ilişkiye rızası ile girdikten sonra şikayette bulunması halinde oluşur. Suçun cezai yaptırımı hapistir.
Evlilik birliğinin boşanma davası ile sona ermesinin bazı sonuçları vardır. Bunlardan biri de yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakasında boşanma halinde daha çok kusurlu olan tarafın yoksulluğa düşecek diğer tarafa mali gücü oranında yardım etmesi öngörülmektedir.
Tedavisi mümkün olmayan psikolojik rahatsızlıklar boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olmasına rağmen kanser, aids, veba gibi hastalıklar boşanma sebebi olarak kabul edilmemektedir. Ancak hastalığa yakalanan kişi, hastalığın gerektirdiği tedbirlere uymaz ve tedaviyi reddederse boşanma sebebi olarak kabul edilebilecektir.
Covid-19 pandemisinin kira sözleşmeleri açısından mücbir sebep teşkil edip etmediği tespit edilirken öncelikle somut kira sözleşmesinde mücbir sebep düzenlemesi bulunup bulunmadığına bakılmalıdır. Sözleşmede salgın hastalık halinin mücbir sebep olarak düzenlenmiş olması halinde söz konusu salgın, sözleşmeden doğan borçlar açısından mücbir sebep teşkil edecektir. Sözleşmede salgın hastalık halinin mücbir sebep olarak kabul edildiği bir düzenleme yoksa somut olay şartları dikkate alınarak mücbir sebep halinin uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Karar tarihinden itibaren; icra ve iflas talep ve işlemlerine ilişkin yeni talep alınmayacağı, karar tarihinden sonra haciz koyma işlemlerinin yapılmayacağı ve yine karar tarihinden sonra fiili hacze çıkılmayacağı anlaşılmakta olup İcra ve İflas dairelerindeki her türlü işlem durdurulmuştur. Karar tarihinden sonraki işlemlerdeki tek istisna nafaka alacaklarına ilişkin icra takip ve haciz işlemlerinin devam etmesidir.
Limited ve anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının yapılması hususunda 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde 409 ve 617’de düzenleme yapılmış, olağan genel kurul toplantılarının her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde yapılması öngörülmüştür. Buna göre anonim ve limited şirketlerde olağan genel kurul toplantısı mart ayı sonuna kadar yapılmalıdır. Ancak bu 3 aylık sürede olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması sonradan yapılan toplantı ve alınan kararların geçerliliğine etki etmez.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, halk sağlığına yönelik ciddi tehditlerle mücadele etmek için ek olarak kişisel verilerin toplanmasına ve paylaşılmasına gerek duyması halinde, ilgili kişilere izin almaksızın telefon, mesaj veya e-posta yoluyla halk sağlığı ile ilgili mesajlar göndermesinde Kanun açısından bir engel bulunmamaktadır.
İşverenler ilgili mevzuatlar uyarınca iş yerinde karşılaşılabilecek iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atacak her türlü gelişmeye karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamalıdır. Bu nedenle riskleri önleme, eğitim ve bilgi verme gibi her türlü tedbiri almalıdır.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilmesi için iç hukuk yollarının tüketilmesi şarttır. Hakkı ihlal edilen birey, idari başvurular ve olağan kanun yollarının tüketilmesi ile bir sonuca varılamaması halinde ihlalin giderilebilmesi amacıyla son çare olarak Anayasa Mahkemesine başvurabilecektir.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmak bazı kurallara tabi tutulmuştur. Böylelikle yapılan başvurular belli bir ön incelemeye tabi tutularak süzgeçten geçirilir. Bu nedenle bireysel başvuruda bulunurken başvuru formu ve ekleri usule uygun yöntemlerle düzenlenip mahkemeye sunulmalıdır. Çünkü Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru belirlenen usul kurallarına uymadığı gerekçesiyle reddedildiğinde AİHM’e yapılan başvuruda iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddedilecektir.
Anayasa Mahkemesi kararları ile anayasada yargı denetimi dışında bırakılan işlemler bireysel başvuru konusu yapılamaz. Bu nedenle parlamento kararları, cumhur başkanının tek başına yaptığı işlemler, Yüksek Seçim Kurumu kararları bireysel başvuru konusu yapılamaz. Anaysa Mahkemesi’ne bireysel başvuruya konu olabilecek haklar, Anayasada güvence altına alınmış olması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında bulunması gerekmektedir.
Ödeme emri en basit ifadesiyle, ihbarname ile ödenmesi istenilen kamu alacağının ödenmemesi üzerine geçilen bir sonraki aşama ile muhataba gönderilen bildirimdir. Bu aşamada da herhangi bir ödeme emri gereği yapılmaz ise muhatap adına haciz aşamasına geçilecektir. Ödeme emrinde; kamu alacağının türü ve miktarı kesilen kişi, borcun nereye ödeneceği, dava açma yeri ifade edilir.
İhbarname en basit ifadesiyle, vergi cezası kesilen kişiye yapılan detaylı bildirimdir. Bu bildirimde, vergi cezası kesilen kişi, verginin türü ve hem aslı hem de cezası olarak miktarı, hukuki dayanağı olan vergi inceleme raporu ya da takdir komisyon bilgileri, dava açma yeri ifade edilir. Vergi ihbarnamesine muhatap olan kişi dilerse idari dilerse de adli yollara başvurabilir.
Tasarrufun iptali davasında alacaklıdan mutlaka aciz vesikası sunması gerekir. Geçici aciz vesikası dava şartıdır. Yani dava açılırken sunulması gerekir. Kesin aciz vesikası ise karardan önce mutlaka sunulmalıdır. Bunlar tasarrufun iptali davasında özel dava şartlarıdır.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kendisine kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır. Yemini, kendisine ispat yükü düşen taraf teklif edebilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen tarafın, yemin teklif etmesinin hiçbir hukuki sonucu yoktur.
Genel mal ortaklığında, ortaklık malları eşlerin kanun gereğince kişisel malları sayılanlar dışındaki malları ile gelirlerini kapsar. Eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul ettikleri hallerde “edinilmiş mal ortaklığı” söz konusudur. Kişisel malların gelirleri de bu ortaklığa dahildir.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, kural olarak eşler, yasal sınırları içinde kendi mal varlıkları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına sahiptirler. eşlerden her biri, ister evlilik evresinde edinilmiş olsunlar, ister kişisel mal niteliğinde olsunlar kendi malları üzerinde yasal sınırları içerisinde mülkiyet hakkına sahiptirler.
Mal ayrılığı rejiminde her eşin malı kendisine aittir. Dolayısıyla eşlerden her biri yasal sınırlar içinde kalmak kaydıyla kendi mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahiptir. Eşlerin kendi mal varlıkları üzerindeki yararlanma, yönetim ve tasarruf yetkisinin kullanımına ilişkin özensizliklerine bağlı olarak birbirlerine yönelik olarak doğrudan sorumlulukları vardır. Ancak eşlerin yararlanma, yönetim ve tasarruflarındaki özensizlikleri evlilik birliğini tehlikeye attığı ölçüde eşlerin evlilik birliğini koruyucu tedbirlere başvurma hakları saklıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun kabulüyle, edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Kanunda “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.” olarak ifade edilmiştir. Yani edinilmiş mal, eşlerin kişisel malları ve evlilik süresince elde etmiş olduğu malları kapsar. Edinilmiş malların sona ermesiyle eşler kendi kişisel mallarını geri alma hakkına sahip olur.
Mal rejimi kavramı, evlilik birliğinin kurulması esnasında veya evlilik birliğinin devamı sürecince, eşlerin, sahip oldukları mal varlıklarının yönetimine, tasarrufuna ve tasfiyesine ilişkin kurallar bütününü ifade eder. Düzenlemelere göre eşler arasındaki mal rejimleri “yasal mal rejimi” ve “seçimlik mal rejimleri” olmak üzere ikiye ayrılır.
Mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi), eşlerin kanunda belirtilen yasal mal rejimi dışında seçimlik mal rejimlerinden birini seçmek için aralarında düzenledikleri sözleşmedir.
Devlet mallarının haczedilmezliği hususundaki mevcut düzenlemeler temel insan hakları bakımından sorunludur. Özellikle hukuk devleti, mülkiyet hakkı, eşitlik ilkesi, hak arama özgürlüğü yönlerinden sorunlu bir düzenlemedir. Devlet mallarının haczedilmezliği ve alacağın tahsil edilememesi sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılmış, mahkeme başvuranın lehine karar vermiştir.
Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.
Yönetim kurulu üyeleri hakkında şirket adına dava açılabilmesi için genel kurul kararı gereklidir. Genel kurul kararının bulunmaması halinde, karar alınması için mahkeme şirkete süre verir. Bu süre genelde bir aydır.
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun hem şirket tüzel kişiliğine karşı hem de şirket pay sahipleri ve üçüncü şahıslara karşı sorumlulukları vardır.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, genel kuruldan sonra şirket için en önemli organ ve şirket yönetiminde işletme sahibi konumunda olan, şirketi temsil ve idareye yetkili gerçek kişilerden oluşan kuruldur.
Borçlunun geçinmesi için yeterli miktar dışındaki maaş tutarı maaş haczi ile haczedilebilir. Borçlu ile aynı çatı altında birlikte yaşayan insanların tümü kapsam dahilindedir. Borçlu ve ailesinin geçinmeleri için gerekli olan miktar icra müdürü tarafından ya da bilirkişiye başvurularak belirlenebilir.
Muhatabın adresinin bilinmediği durumlarda muhataba doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre tebligat gönderilemez. Bu durumda öncelikle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim adresine (MERNİS adresine) normal tebligat gönderilecek, gönderilen tebligatın bila tebliğ iade olması (yapılamaması) durumunda 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre yeniden tebligat gönderilecektir.
Adli yardım, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve bu özgürlüğün kullanımındaki eşitliği sağlamak üzere, hukuki korunma ihtiyacı olup da, bu ihtiyacını gidermek için gerekli ekonomik olanağı bulunmayanlara sosyal hukuk devleti ilkesi gereğince mali (örneğin yargılama giderleri) ve hukuki desteğin sağlanmasına yönelik düzenlenen müessesedir.
Hekimler, mesleklerini icra ettikleri sırada hastalarına ait bilgileri öğrendiklerinde üçüncü şahıslara karşı gizli tutmalıdırlar. Hekimin aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmesi bakımından hasta veya kanuni temsilciye, tıbbi bulgular ve teşhis hakkında açıklayıcı bilgilerin verilmesi gerekir. Hekim, hastaya tedavi ile müdahalenin türü ve içeriği; muayene sonucu tespit edilen hastalığın tedavi edilemediğinde meydana gelebilecek olumsuz sonuçlar anlatmalıdır.
İftira suçu ve iftira suçunun cezası 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda adliyeye karşı suçlar bölümünde düzenlenmiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 267. maddesinin 1. fıkrasına göre; Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hırsızlık suçu ile hırsızlık suçunun cezası 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 141. maddesinde düzenlenmiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 141. maddesi; Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Dolandırıcılık suçu ve dolandırıcılık suçunun cezası 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 157. maddesine göre hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Hakimin tarafsızlığının sağlanması için hakimin yasaklılığı ve reddi gibi bazı hukuki güvenceler oluşturulmuş, uyulması gereken etik ilkeler belirlenmiştir. Diğer mesleklerde olduğu gibi, hakimlik mesleği bakımından da, hakimlik mesleğin onuruna yaraşır şekilde ifa edilmesi ve kamunun, mesleğin onuruna yaraşır şekilde ifa edileceğine dair inancının sarsılmaması bakımından etik ilkeler ve kodlar çok önemlidir.
Doğum borçlanması başvurusunun kamu görevlileri dışındaki sigortalı kadınlar en son çalıştığı yerde bulunan Sosyal Güvelik İl Müdürlüğüne, kamu görevlileri ise Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Daire Başkanlığına yazılı başvuru ile yapılması gerekir.
İcra hukuku bakımından menfi tespit davasının konusu, herhangi bir hak ya da hukuki ilişki olmayıp sadece para borcunun mevcut bulunmadığının tespitidir. Menfi tespit davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi // asliye ticaret mahkemesi dir. Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Alacaklı haczedilen mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir. Bir malın satılması kanuni müddeti içinde istenmez veya gerekli avans on beş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar.
Etkin pişmanlıkta fail, sebep olduğu suçtan dolayı pişman olarak suçun neticelerini azaltmaya yönelik eylemlerde bulunmalıdır. Fail bu eylemleri gönüllü iradesi ile yapmalıdır ki suçluluğundan pişman olsun. Yoksa ceza tehdidinden kurtulmak için etkin pişmanlıkta bulunulması mümkün değildir.
İşçinin işyerinde çalışma süresi 4857 sayılı İş Kanunu madde 63 uyarınca en çok 45 saattir. Kanunda ön görülen istisnalar dışında 45 saatlik çalışma süresi çalışma günlerine eşit olarak bölünerek uygulanır.
Devlet memurları, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca haftada 5 gün 40 saat çalışma süresine tabidir.
4/D kapsamında çalışan işçilere ise 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmadıklarından haftalık 45 gün çalışma süresi uygulanır.
Şüpheli veya sanığın: Nişanlısı, karısı veya kocası, üstsoy ve altsoyu, kan hısımlığından yansoy hısımı ile kayın hısımlığından yansoy hısımı, evlâtlığı veya evlât edineni tanıklıktan çekinebilir. Tanıklıktan çekinme hakkına sahip olan tanıklara yemin ettirip ettirmemek hakim veya mahkemenin takdirine bağlıdır. Ancak, tanık yemin etmekten kendisi çekinebilir. Bu hususun kendisine bildirilmesi gereklidir.
Tutuklamanın ortaya çıkaracağı sakıncaları önlemek ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara meydan vermemek için adli kontrol tedbirlerine başvurulmaktadır. Buradan anlaşılacağı üzere adli kontrol tedbiri, şüpheli veya sanığın tutuklama yerine imza atmak, yurtdışına çıkmamak gibi yollarla kontrol altına alınmasıdır.
Mobbing (işyerinde psikoljik taciz) günümüzde çalışma hayatında çok sık karşılaşılan bir olgu olup, özellikle işverenlerin psikolojik baskı ve yıldırma politikası sonucu bazı çalışanların kendiliğinden işten ayrılması ile tazminat ödememe sonucunu elde etmesine olanak sağlamaktadır. Çalışan üzerinde oluşan bu baskı çalışma hayatı için önemli bir tehdit oluşturmaktadır.